No Touch Lazer

NO TOUCH LASER – GÖZE DOKUNULMADAN, TEMAS OLMADAN YAPILAN GÖZ LAZER TEDAVİSİ

No Touch Laser tedavisi ile miyop,hipermetrop ve astigmat tedavisi göze dokunmadan yapılır.

Bu yöntem hangi hastalara uygulanabilir? Göz yapısı uygun olan miyop, hipermetrop ve astigmatlara uygulanabilir. Yani, uzak ve yakın görme sorunu olan hastalar bu tedavi için aday olabilir.  Özellikle korneası ince olan ve kornea yüzeyi normalden daha dik olan olgularda da  No Touch Laser tedavisi uygulanabilir.

Uygulama nasıl yapılıyor? No Touch Laser tedavi işlemi, sadece anestetik damla damlatılmasıyla yapılır ve uygulama sırasında hasta ağrı duymaz. Tedavi sırasında göze herhangi bir cihaz teması olmaz, lazer cihazından çıkan ışınlarla göze doğrudan tedavi yapılır. Tedaviden sonra gözlerin kapatılması gerekmez, hasta iki gözünü de açık tutarak evine gidebilir. Uygulama, aynı tedavi seansında iki göze birden yapılır. Hasta eve gittikten sonra 36 saat süreyle gözlerde batışma, kızarma, ışıktan rahatsız olma ve televizyondaki küçük yazıları bulanık görme türü yakınmalar gelişir. Tedaviden sonraki 4. günde hasta bilgisayarda çalışma ve otomobil kullanma türü işleri yapmaya başlar.

Gece görüş problemlerinde nasıl bir uygulama yapılır? Halk arasında ‘kartal gözü’ olarak da bilinen wavefront uygulamasında, göz içindeki ışık saçılmaları ve sapmaları ölçülür ve lazer tedavisi buna göre ayarlanır.  Bu sapmalar wavefront tekniğiyle düzeltildiğinde kişinin kendi göz yapısına uygun tedavi gerçekleşmiş olur.

Neden No Touch Laser?

No Touch Lazer

No Touch Lazer

NO TOUCH LASER – GÖZE DOKUNULMADAN, TEMAS OLMADAN YAPILAN GÖZ LAZER TEDAVİSİ

No Touch Laser tedavisi ile miyop,hipermetrop ve astigmat tedavisi göze dokunmadan yapılır.

Bu yöntem hangi hastalara uygulanabilir? Göz yapısı uygun olan miyop, hipermetrop ve astigmatlara uygulanabilir. Yani, uzak ve yakın görme sorunu olan hastalar bu tedavi için aday olabilir.  Özellikle korneası ince olan ve kornea yüzeyi normalden daha dik olan olgularda da  No Touch Laser tedavisi uygulanabilir.

Uygulama nasıl yapılıyor? No Touch Laser tedavi işlemi, sadece anestetik damla damlatılmasıyla yapılır ve uygulama sırasında hasta ağrı duymaz. Tedavi sırasında göze herhangi bir cihaz teması olmaz, lazer cihazından çıkan ışınlarla göze doğrudan tedavi yapılır. Tedaviden sonra gözlerin kapatılması gerekmez, hasta iki gözünü de açık tutarak evine gidebilir. Uygulama, aynı tedavi seansında iki göze birden yapılır. Hasta eve gittikten sonra 36 saat süreyle gözlerde batışma, kızarma, ışıktan rahatsız olma ve televizyondaki küçük yazıları bulanık görme türü yakınmalar gelişir. Tedaviden sonraki 4. günde hasta bilgisayarda çalışma ve otomobil kullanma türü işleri yapmaya başlar.

Gece görüş problemlerinde nasıl bir uygulama yapılır? Halk arasında ‘kartal gözü’ olarak da bilinen wavefront uygulamasında, göz içindeki ışık saçılmaları ve sapmaları ölçülür ve lazer tedavisi buna göre ayarlanır.  Bu sapmalar wavefront tekniğiyle düzeltildiğinde kişinin kendi göz yapısına uygun tedavi gerçekleşmiş olur.

Neden No Touch Laser?

  • Tedavi göze cihaz teması olmadan gerçekleşir.
  • İki göze aynı seansta tedavi yapılır.
  • Tedavi sonrası gözler kapatılmaz.
  • İnce kornealı hastalara uygulanabilir.
  • Miyop, hipermetrop ve astigmatlara uygulanabilir.
Göz İçi İltihapları

Üveit Nedir?

Göz yuvarlağının ortasında bulunan jel benzeri maddenin çevresini 3 tabakadan oluşan bir kılıf sarar. Ortadaki tabaka, “uvea”dır. Uveanın iltihabına “üveit” denir. Üveit, gözün uvea adını verdiğimiz iris, koroid ve kirpiksi cisimden oluşan tabakalarının hepsini veya birini etkileyebilir.

Uvea, artık gözün ayrı bir uzmanlık alanı olarak kabul edilmektedir. Uvea ile ilgili hastalıkların tanı ve tedavisi, immunoloji (bağışıklık bilimi) ve genetik dallarındaki giderek artan gelişmelerle desteklenmektedir.

Erken teşhis, düzenli takip, uyumlu hasta hekim ilişkisi önemlidir. Bu şartlar sağlandığında zarar görmüş göz çoğu kez kurtarılabilir.

Tedavi tamamlansa bile, hasta en az üç ayda bir izlenmelidir. Hastalık sessiz olarak tekrarlayabileceğinden kontrollere ara verilmemesi gerekir. Diğer organlarla ilgili farklı belirtiler hakkında da göz doktoruna bilgi verilmesi şarttır. Örneğin ağızda aft oluşu, ciltteki lekeler, romatizmal belirtiler vb.

Üveit son derece karmaşık bir hastalıktır ve her hastada farklı bir seyir izleyebilir. Tedavisi de hastalığın seyri gibi kişiye özeldir. Uygulanacak tedavide ilacın dozunun, hekim tarafından belirlenmesi gerekir.

Üveitin Sebepleri

Üveit hastalarının %30 ila 40’ında hastalığın nedeni tam olarak tespit edilemez. Üveitler virüsler, mantarlar ve parazitler gibi etkenlerle oluşabileceği gibi, vücuttaki bir hastalığın gözdeki belirtisi olarak da ortaya çıkabilir. Bu yüzden çeşitli tahlillerle hastalıkları araştırmak gerekir. Ayrıca kollajen doku ve otoimmün kaynaklı olarak tanımladığımız sistemik hastalıklar eşliğinde de üveit oluşabilmektedir. Bunlara örnek olarak behçet hastalığı, ankilozan spondilit ve romatoid artrit verilebilir.

Üveite yol açabilen rahatsızlıklar:

  • Behçet hastalığı
  • Enfeksiyonlar (bakteri, virüs, parazit ya da mantarlar) başka bölgelerden göze yayılabilir. Tüberküloz, sifilis (frengi), herpes, toxoplazmoz, v.b.
  • Göz travması ve ameliyatları
  • Otoimmün reaksiyon (bağışıklık sistemi hastalıkları), romatizmal hastalıklar, ülseratif kolit, sarkoidoz.

Üveitin Belirtileri

Üveit, gözün ön bölümünde oluştuğunda şiddetli dönemlerinde gözde kızarıklık, bulanık görme, göz çevresinde ağrı, ışığa karşı hassasiyet ve uçuşmalar şeklinde belirti verir. Üveit, gözün arka bölümünde yoğunsa, belirtiler çoğunlukla bulanık görme şeklindedir. Üveit görme merkezini tutarsa ani görme azalması ve doku hasarına bağlı kalıcı görme kaybı meydana gelir. Merkezi bölgenin dışında meydana gelen üveitin başlıca belirtileri;

  • Göz kanlanması
  • Göz sulanması
  • Işığa karşı hassasiyet ve kamaşma
  • Lekeli ve bulanık görme veya ciddi görme kaybı
  • Ani oluşan ışık çakmaları
  • Göz küresinde ağrı

Üveitin Çeşitleri

  • Ön tarafta yer alan
  • Ara tarafta yer alan
  • Arka tarafta yer alan

Üveit Nasıl Teşhis Edilir?

Ne şiddette olursa olsun, üveit acil bir hastalıktır. Geç kalındığında hastalık ilerler ve iltihap nedeniyle göz bebeğinde şekil bozuklukları, katarakt, göz tansiyonu yükselmesi gibi kalıcı yan etkiler bırakabilir. Belirtiler başlayınca yapılacak ilk iş üveit konusunda tecrübeli bir göz doktoruna muayene olmaktır. İlk muayene için geç kalınması görmenin kalıcı bir şekilde kaybına neden olabilmektedir.

Bazı üveit çeşitlerinin tipik görünümü vardır ve teşhis hemen konulabilir. Bu durumlarda bile, gözün arka bölümünün tutulması söz konusu ise görmenin ne derece tehdit edildiğinin anlaşılması ve tedavinin etkinliğinin izlenmesi için anjiyografi, ultrasonografi, ERG gibi ileri teknikler gerekli olabilir. Örneğin, ICG adı verilen (indosiyan yeşili) bir boyayla yapılan anjiyografiler şüpheli durumlarda hastalık hakkında doğrudan tanıya götürücü bilgiler verebilmektedir. Daha sonra romatologlar, göğüs hastalıkları, cilt hastalıkları ve nöroloji uzmanlarıyla ortak araştırmalar yapılabilir.

Behçet hastalığı ağızda ve cinsel bölgede tekrar eden “aft” şeklinde yaralar halinde görünen ve gözde üveit yapan bir hastalıktır. Ancak behçet hastalığı vücutta hemen bütün sistemleri tutabilen, eklem, büyük ve küçük damarlar, solunum, santral sinir sistemi ve sindirim sistemi organlarının tutulumuna neden olabilen müzmin iltihaplı bir hastalıktır. Hastalığın bulgu ve belirtileri tutulum gösteren organlarda alevlenmeler şeklinde görülür ve bazı belirtiler uzun süreli devam etse de kişiden kişiye değişen, lezyonların görülmediği ve kişinin şikayet etmediği dönemler de yaşanmaktadır.

Kontakt Lens

Görme bozukluklarının düzeltilmesinde, göz renginin değiştirilmesinde, ya da kornea hastalıklarının tedavisinde kontakt lens kullanılmaktadır.

Kontakt lensler, 1800’lerde göz bebeğinin önünü tamamen kaplayan üfleme cam lenslerden yapılan incecik plastik kornea lenslerine uzanan bir evrim geçirmiştir. Günümüzde lens çeşitleri ve malzemeleri sağladığı kullanım seçenekleri ile çeşitlidir.

Göz yapısına uygun kontakt lens seçimi için göz doktoru tarafından göz muayenesi yapılır. Muayenede kullanılacak lens tipi, derecesi, taban eğrisi ve çapı belirlenir. Uyumu belirlemek için aynı anda veya mümkün olan en yakın diyoptride bir lens takılır. Lensin hareketi, dengesi, ortalaması incelenir.

Uygun Kontakt Lens Kriterleri

Kontakt lensler, korneanın üzerinde duracak şekilde tasarlanmışlardır. Esas olarak gözün ön kısmını kaplayan gözyaşı zarına yapışarak ve biraz da göz kapaklarının basıncı ile yerinde dururlar.

Göz kırpıldıkça göz kapağı kontakt lensin yüzeyinde kayarak, önünü hafifçe hareket etmesine neden olur. Bu hareket gözyaşlarının gerekli kayganlığı sağlamasına izin verir ve birikintilerin yıkanarak atılmasına yardımcı olur.

Çok sıkı lens hiç hareket etmez. Gözde hassasiyet oluşturabilir.Başta kullanıcı rahat olabilir ama görüş keskinliği zayıftır. Uzun dönemde komplikasyonlara neden olabilir.

Çok gevşek lens, aşırı hareket eder. Alt göz kapağı lensi çok hisseder. Göz kırpma sonrası görüntü bulanır. Lens merkezden kaçar. Lens kenarları kıvrılabilir.

  • Göze uygun olan lens, iyi ortalanmış olup, korneayı sarar.
  • Gözyaşının dolaşımı için lens hafif hareket etmelidir. Push-up testinde ve göz kırpma sonrasında 1 mm dikey hareket edebilmelidir.
  • Kullanıcı net ve rahat görmeli, lensi hissetmemelidir.
  • Göz kırpma sonrası görüş değişmemelidir.
  • Kenar şeridi göze baskı yapmamalıdır.
  • Kontakt lensler ile uyunmamalıdır. Denize ya da havuza girilmemelidir.
  • Kontakt lens kullanırken gözünüzde kızarıklık veya batma hissi oluşturduğunda hemen lensi çıkartıp doktora başvurulmalıdır.

Lenslerin Fiziksel Özellikleri

Arka yüzey: Lensin kornea ile temas eden kısmıdır.

Ön yüzey: Lensin kornea ile temas etmeyen yüzüdür. Işığın kırılmasını, kırma kusurunu düzeltmek için gereken ölçüde değiştirecek şekilde eğimlidir.

Temel eğri (Bace curve): Bir lensin rahat olabilmesi için göze temas eden arka yüzeyi ile korneanın ön yüzeyinin uyumlu ve benzer eğimde olması gerekmektedir. Temel eğri, arka yüzeyin optik alanının yarıçapıdır. Lensin göze uydurulması eğimi olduğu için en önemli parametrelerden biridir. Uygulanan lensin çok sıkı olduğu durumlarda temel eğri büyütülmeli, tersi hallerde küçültülmelidir.

Daha büyük temel eğri düzdür ve FLAT olarak adlandırılır. Daha küçük temel eğri ise eğimlidir, STEEP olarak adlandırılır.

Çap: Lensin merkezinde en dış kenarından diğer kenara doğru alınan mm ölçüsüdür. Çap lensin göze uyumunu etkiler. Yumuşak lenslerde bu değerler 13.5 / 14.5mm sert lensler için 7 / mm arasındadır.

Şaşlık

Şaşılık, her iki gözün birbiriyle olan paralelliğini kaybetmesidir. Her bir gözde 6’şar adet göz dışı kas bulunur. Bunların birinde veya birkaçında kuvvet azlığı veya fazlalığı olması şaşılığa neden olur. Bir göz düz bakarken diğeri içe, dışa, yukarı veya aşağı kayabilir. Bazı durumlarda kayma her iki gözde de mevcuttur. Gözlerdeki kayma şaşılığın sebebine göre sürekli ya da geçici süreli oluşabilir. Şaşılığın oluşmasında tek bir neden yoktur. Farklı nedenlerle şaşılık oluşabilir.

Şaşılık tedavisinde erken teşhis çok önemlidir. İlk göz muayenesi için geç kalındığında çocukların gözlerinde estetik problemlerinin yanı sıra ömür boyu sürecek görme azlığı sorunları da oluşabilmektedir. Doğumdan hemen sonra ve çocukluk döneminde çocukların göz şikayeti olmasa bile düzenli olarak mutlaka uzman bir göz hekimine muayene olması gereklidir.

Şaşılığın Sebepleri

Şaşılığın oluşmasında tek bir neden yoktur. Sorunlu hamilelik dönemi, doğumun problemli olması, çocuğun gelişimi, geçirdiği hastalıklar şaşılığa yol açabilir. Şaşılık için genetik yatkınlık da söz konusudur. Ailede gözünde kayma olan varsa çocuklarda şaşılığın görülme ihtimali artmaktadır.

Çocukluk döneminde yani 2 yaşından sonra görülen şaşılıklarda genellikle neden göz bozukluklarıdır. Şaşılığa yatkınlığı olan bir çocukta gözdeki kayma, ateşli bir hastalık veya bir travma (düşme, ameliyatlar, kazalar) sonrası başlayabilir.

Göz kaslarımızın hareketini yöneten merkez beyindedir, bu nedenle sinirlerde oluşan felçler de gözde kaymalara neden olur. Geçirilen kazalar, kafa travması, ateşli hastalıklar ve ileri yaşta hipertansiyon ve şeker hastalığı gibi bazı durumlarda göze gelen sinirlerde felçler oluşabilir. Bu şekilde oluşan şaşılıklarda tedavi felcin kalıcı olup olmamasına bağlı olarak değişebilir. Kas felçlerine bağlı gelişen kaymalar çocuklarda göz tembelliği, büyük yaş grubunda çift görmeye neden olabileceği için mutlaka tedavisi gereklidir.

Şaşılık Belirtileri

  • Gözde paralelliğin kaybolması
  • Göz sulanması
  • Ağrı
  • Baş ağrısı
  • Çift görme
  • Üç boyutlu görüntünün kaybolması
  • Bulanık görme
  • Baş veya yüzün bir yana dönük olması

Bebeklik ve çocukluk döneminde olan kaymaların bir kısmı yalancı kaymalardır. Yalancı kayma, göz kapaklarının ve burun kökünün genişliği ile ortaya çıkan yanıltıcı bir görünümdür. Bu durumun tam olarak aydınlatılabilmesi için mutlaka bir göz muayenesi yapılmalıdır.

Sürekli hep aynı gözün kayması görmenin o gözde daha az olduğunun belirtisidir ve önemlidir. Bu nedenle tek gözünde kayma olan bebek ve çocuklar hemen göz muayenesine götürülmelidir.

Yakın Görme Problemi

PRESBİYOPİ HAKKINDA

Presbiyopi Nedir?

Presbiyopi, 40 yaşın üzerindeki kişilerde yaşa bağlı olarak oluşan yakını görememe sorunudur. Gözlerimizin içindeki mercek şekil değiştirebilen bir yapıya sahiptir. Bu mercek, özel yeteneği sayesinde cisimler yakına geldiğinde şişerek şeklini değiştirebilir ve görme kalitesini arttırır. Yakını görme bu şekilde gerçekleşmektedir. İnsan gözü, 40 yaşından sonra bu yeteneğini yavaş yavaş kaybetmeye başlamaktadır.

Presbiyopi Neden Oluşur?

Uzaktaki bir cismin yakına gelmesiyle beyne ulaşan uyarı değerlendirilerek göze iletilir. Burada gözün “silier cisim” denen bölgesinde kasların kasılıp gevşemesiyle buna bağlı lifler gerilmekte ya da gevşemektedir. Liflerin bu hareketi, lensin incelerek ya da kalınlaşarak kırıcılığının artmasına neden olur. Göz, yaşa bağlı olarak bu yeteneğini kaybeder. Kesin olarak ispatlanmamış olsa da bu yeteneğin yaşa bağlı olarak kaybedilmesi ile ilgili en yakın teori hücre yaşlanması teorisidir. Bu teori, yaşlılığa bağlı olarak saçımızın beyazlaması gibi göz hücrelerimizin bu yeteneğini kaybettiğini belirtmektedir . Bu nedenle sorun, patolojik bir sorun olarak değil fizyolojik bir yaşlanma olarak değerlendirilir. Presbiyopi yıllara göre her insanda son derece standart bir şekilde artmaktadır. 40 yaşından sonra her 10 yılda bir, +1 numara büyüme gösterir. 50 yasında +2, 60 yaşında ise +3 numara büyümüş olur. Fakat burada ilginç bir durum söz konusudur. Örneğin gözümüz -2 ise 40 yaşında buna +1 eklenir. Bu durumda yakını görmek için -1 numaraya ihtiyaç duyarsınız. 50 yaşına geldiğinizde ise uzak için -2 numaraya ihtiyaç varken, yakın gözlüğüne ihtiyaç kalmamaktadır. Bu nedenle miyop olup da “Ben yakını çok iyi görüyorum.” diyen hastaların yakını iyi görmelerinin nedeni, iki rahatsızlığın üst üste gelerek kusur azaltıcı bir etki oluşturmasıdır.

Presbiyopinin Belirtileri Nelerdir?

Presbiyopi hastaları, cisimleri 50 cm’den daha yakına getirdiklerinde görmede zorluk yaşamaktadırlar. Bu nedenle cisimleri gözlerinden uzaklaştırarak görebilirler.

Presbiyopi Nasıl Tedavi Edilir?

Presbiyopi tedavisi için tüm dünyada uygulanan yöntemlerin başında göz içi trifokal mercek operasyonları ile presbylasik lazer tedavileri uygulanmaktadır.

Nöro Oftalmoloji

İnsanın var olduğu tarihten beri süregelmekte olan baş ağrısı medikal şikâyetler içinde en sık rastlanılanı olup nüfusun %80’den fazlasını etkilemektedir. Baş ağrılarının sebeplerinden biri de gözle ilgili sorunlardır. Baş ağrısından şikâyet eden hastalar genellikle başka bir hekim tarafından göz hekimine yönlendirilirler. Göz hastalıkları nedeniyle oluşan baş ağrısını tedavi eden, göz ve sinir sisteminin ortak hastalıkları ile ilgilenen bilim dalı Nörooftalmoloji‘dir.

Bir cismin görülebilmesi, görüntünün önce gözde daha sonra beynin arka kısımlarındaki görme merkezinde algılanması ile mümkündür. Görme yollarında bir sorun olduğu zaman, ani veya ilerleyici görme kayıpları oluşabilir. Göz hareketlerini ilgilendiren hastalıklarda ise başlıca belirti çift görmedir ve sorun göz kaslarını, sinirlerini veya beyindeki kontrol merkezlerini ilgilendirebilir. Geçici görme kaybı veya çift görme, hayal görme, göz kapağında düşüklük, göz bebeklerinin büyüklüklerinde farklılık gibi şikâyetleri olan hastalar yine nörooftalmolojinin ilgi alanına girer. Baş göz ağrılarının doğru tanısı için hastanın öyküsü çok önemlidir. Bu tedavide başarı, uyumlu hekim hasta ilişkisi ve sürekli takip ile mümkündür.

Çocuk Göz Sağlığı

Göz hastalıkları ile ilgili bilgi eksikliğinden kaynaklanan ihmaller sonucu çocuklarımız ileri yaşlarda tedavisi oldukça zorlaşan sorunlarla karşılaşabilirler. Pek çok önemli göz hastalığı küçük yaşlarda ortaya çıkar. Ancak erken teşhis ve doğru tedavi ile başarılı sonuçlar elde edilebilir.

0-16 yaş grubundaki çocukların gözlerini korumak için;

  • İlk 1 yaşında
  • Okula başlamadan önce,
  • Okul süresince düzenli göz muayenesi yapılması gereklidir.

Ancak aşağıdaki belirtilerde vakit kaybetmeden çocuk göz hastalıkları alanında uzman bir göz hekimine (pediatrik oftalmolog) gidilmelidir.

  • Gözde kayma (şaşılık)
  • Takip etmeme
  • Gözde kızarıklık veya sulanma
  • Gözde titreme
  • Bir gözü kısma ya da kapatma
  • Siyah görünmesi gereken göz bebeğinde beyaz ya da puslu renk
  • Cisimleri sürekli gözüne yakın tutma
  • Başını bir yana eğerek bakma
  • Gözlerini sık sık ovuşturma
  • Prematüre doğum
  • Ailede göz tembelliği teşhisi
  • Ailede göz bozukluğu
Retina

Retina Nedir?

Yırtık Retina

Retina, göz küresinin arka duvarını bir duvar kağıdı gibi kaplayan ve görme hücrelerinden oluşan ağ tabakasıdır. Aynı zamanda retina kendi içerisinde 10 katmandan oluşmaktadır, Retina tabakası gözün en karmaşık ve en hassas noktasıdır. Retina ışığın görüntü olarak beynimize iletilmesini sağlar ve bu şekilde görmemiz mümkün olur. Retina da meydana gelen problemler bir göz bozukluğu değil, bir göz rahatsızlığıdır. Erken teşhis bu noktada çok önemlidir. Eğer, gözünüzde aşağıdaki belirtilerden bir yada birden fazlası var ise mutlaka bir retina doktoruna muayene görünmeniz gerekmektedir.

Retina Hastalığının Belirtileri

  • Ani veya yavaş görme kaybı
  • Kırık-eğri görme
  • Işık çakmaları
  • Göz önünde uçuşan koyu cisimler (uçuşan sinekler)
  • Görüşün perdelenmesi
  • Gelip geçici ve kısa süreli görme kaybı
  • Görüş alanında karanlık bölgeler oluşması

Retina Hastalıkları Nelerdir?

  • Şeker ve hipertansiyon hastalığına bağlı kanamalar
  • Retina damar tıkanmaları
  • Retina dekolmanları / yırtıkları
  • Sarı nokta hastalığı
  • Doğumsal retina hastalıkları
  • Retina altında sıvı birikmesi, retina ödemi
  • Makula delikleri
  • Vitreoretinal yüzey bozuklukları
  • Retina tümörleri

Şeker ve Hipertansiyonun Retinaya Olumsuz Etkileri

Diabetic Retinopathy

Şeker ve hipertansiyon hastalıkları vücudun tüm sistemlerini olumsuz etkiler ve ilk olarak en büyük olumsuz etkiyi gözde meydana getirir. Bu hastalıklar sonucu retinada damar genişlemeleri ve geçirgenlik bozuklukları ortaya çıkar.

Gözde Herşey’de Retina Hastalıklarının Tedavisi

Retinada erken teşhis, koruyucu medikal tedavi ve geç kalınmadan yapılacak doğru cerrahi müdahale hayati önem taşımaktadır.

Gözde Herşey’de Retina Muayenesinin Önemi

Retinada erken teşhis, koruyucu medikal tedavi ve geç kalınmadan yapılacak doğru cerrahi müdahale hayati önem taşımaktadır.

Genel Göz Muayenesi

Gözde Herşey’de gerçekleştirilen genel göz muayenesi 7 aşamadan oluşmaktadır.

Yaptıracağınız, göz muayenesi yaklaşık olarak 30 dakika sürmektedir. Yapılacak muayene sonucunda retina probleminiz var ise veya doktorunuz göz sinirlerinizde bir problem görür ise muayeneniz damlalı 45 dakika sürecektir. Yaptıracağınız geniş kapsamlı genel göz muayenesi ile birçok problemin de önüne geçmiş olacaksınız.

Göz Muayenesi Aşamaları:

1. Görme Keskinliği Testi

Detaylı göz muayenesinin ilk aşamasında görme keskinliği testi ile harflerin, okuma yazması olmayanlarda da şekillerin ince detaylarının görülüp görülemediği foropter ile kontrol edilir.

Büyükten küçüğe doğru giden harf ve rakamların kullanıldığı bu test, yakın ve uzak görme problemlerinin anlaşılmasına yardımcı olur.

2. Gözlük Muayenesi

Gözlerde oluşan miyopi, hipermetropi ve astigmat gibi kırma kusurlarının varlığı kontrol edilir. Gözlük ihtiyacı olup olmadığının anlaşılması için refraktometre ile ölçümler yapılır.

Ardından saptanan bu değerler hasta üzerinde otomatik cihazlarla gözlük camı olarak denenerek sübjektif en iyi görme tespit edilir.

3. Göz Kapağı Muayenesi

Göz kapakları, gözyaşı bezleri, gözyaşı kanalı sistemi ve göz kapağının çevresindeki bölgelerin durumu incelenir.

4. Göz Kaslarının Muayenesi

Göz bebeğinin hareketlerini kontrol eden göz içi kaslar ve gözün paralel durmasını sağlayan dış kasların fonksiyonları test edilir. Özellikle şaşılık ve çift görme şikâyetleri bulunan hastalarda uygulanması önem taşır.

Hızlı veya yavaş hareketli bir cismin gözler ile takibi prensibine dayanan bu testte saptanan rahatsızlıklar, okuma yetisi ve diğer motor becerilerinin ölçülmesinde kullanıldığı gibi nörolojik hastalıklarda da temel bir muayene yöntemidir.

5. Göz Tansiyonu Ölçümü

Göz tansiyonu (glokom) ölçümü ile gözlerin içerisindeki basınç oranları saptanır. Temassız bir tonometreden göze hava iletilerek yapılan bu test herhangi bir ağrı hissettirmez ve tonometre göz ile temas etmeden ölçüm tamamlanır.

Gözün havaya karşı direnci, göz içi basıncının anlaşılmasına yardımcı olur. Eğer göz basıncınız normal seviyelerin üstünde ise, glokom olma şansınız yükselir. Glokom ile ilgili bu temel testte anormallik saptanırsa görme alanı, göz siniri ölçüm testi ve kornea kalınlığı muayenesi yapılır.

6. Biomikrosbik Muayene

Slit lamp adı verilen, birçok farklı cihazın bir araya gelmesi ile oluşan cihaz kullanılarak, gözün kornea, iris, lens ve retina tabakaları detaylı bir şekilde incelenerek, göz ile ilgili hemen hemen tüm hastalıkların belirtileri araştırılır.

7. Göz Dibi Muayenesi

Gözlere göz bebeğini büyütücü damla damlatılarak uygulanır. Böylece göz içi lensi ve retina tabakası daha ayrıntılı muayene edilebilir. Gözün iç yapısının incelendiği bu yöntemde, göze damlatılan damlaların etkili olmaya başlaması 20-30 dakika gibi bir süre alır. Çocuklarda ise göz bebeği büyütülerek gizli kalmış görme kusurları saptanır.

Genel Göz Muayenesi ne sıklıkla gerçekleştirilmelidir?

Genel göz muayenesini herhangi bir görme problemine sahip olmasanız da her yıl düzenli olarak yaptıracağınız kapsamlı göz muayenesi, hayatın güzelliklerini sağlıklı gözler ile uzun yıllar boyunca görmeye devam etmenizi sağlayacaktır. Kapsamlı göz muayenesi sayesinde gözün sağlık haritasının çıkarılmasıyla; diyabet, beyin tümörü, AIDS, Alzheimer, hipertansiyon, kan ve kalp hastalıkları, metabolik bozukluklar ve Parkinson gibi birçok farklı hastalığın erken edilmesine olanak sağlamaktadır.

Yapılacak geniş kapsamlı damlalı göz dibi muayenesi ile elde ettiğiniz sonuçlar uzun vadede göz sağlığınızın korunması için hayati önem taşır. Çocuk hastalar için göz muayenesini yetişkinlere oranla daha sık yaptırmalısınız; 0 – 36 aylıkken, 36 – 48 aylıkken ve okul süresince yılda 1 kez yatırmalısınız.

Erken teşhis için yılda 1 kez göz muayenesi önemlidir.

Tüberkülozdan Nasıl Korunmak Gerekir?

Tüberkülozdan Nasıl Korunmak Gerekir? Tüberküloz, bulaşıcı bir hastalıktır. Hasta kişinin öksürmesi, hapşırması ya da konuşmasıyla ortama yayılan mikrop hava yoluyla sağlıklı kişiye geçer ve akciğerine yerleşir. Hastalıktan korunmak için taşıyıcının maske kullanması, hapşırır ya da öksürürken ağzını kapatması ve ortamın havalandırılması çok önemlidir. Temel hijyen kurallarına tüm toplumun uyması ve yıllık düzenli kontroller çok önemlidir.

Akciğerde Kist Belirtileri Nelerdir?

Akciğerde kist oluşumu senelerce herhangi bir belirti vermeden ilerleyebilir. Hastalığın başlangıç aşamasında göğüs ağrısı, solunum sıkıntısı daha sonrasında bulantı, kusma, kanlı balgam görülür.

Kronik Öksürük Nedenleri Nelerdir?

Üç haftadan uzun süren öksürüklere kronik öksürük denir. Viral enfeksiyonlar, astım, ev içi rutubet, hava kirliliği, sigara ve alerjik nedenler.


Akciğerde Apse Nasıl Tedavi Edilir?

Akciğer grafisinde 2 cm’den büyük olarak gözlemlenen ve mikrobik olarak gelişen enfeksiyonlardır. Tedavisi uzun süreli antibiyotik kullanımı ve drenaj ile yapılır. Sonrasında küçülme gözlemlenmezse küçük cerrahi bir müdahale yapılır.

Klima Tüberküloza Neden Olur mu?

Tüberküloz hava yoluyla yayılan bulaşıcı bir hastalıktır ve düzenli bakımları yapılmayan bir klima da buna neden olabilir.

Çeviri / Translate »